Doğum çok önemli. İnsanların hepsi, yani adamlar da bir kez doğurmalı bence. Geçen hafta penguenlerin hayatını anlatan belgesel gibi bir film gördüm. Anne ve baba sevişti ve aşklarının yumurtasını anne ayağının üstünde karlara değdirmeden,karnının sıcacık tüyleri ile örterek taşıdı.Sonra yoruldu ve acıktı. Babaya aktardı yumurtayı ve üç ay sürecek olan yiyecek bulma yolculuğuna çıktı. Ama sadece o anne değil, tüm anneler gitti. Babalar ayaklarının üzerinde taşıdılar yumurtayı. Kırmadan,incitmeden ve sakınarak. Daha anneler gelmeden çıktı bebekler yumurtadan ve açlar. Babalar,gırtlaklarındaki son nafakayı çocuklarına verdiler ve anneler gelene kadar dayanmalarını söylediler. Anneler karınları tok ve çocukları için de dolu olan mideleri ile çıkageldiler. Bu kez babalar gitti,yaşamak için yemek bulmaya. Aradan gene aylar geçti.Babalar döndükleri zaman avaz avaz bağırarak çocuklarını ve eşlerini aradılar.Buldular. Kavuştular. Çünkü anneler, babalar ve çocuklar birbirlerinin sıcaklıklarını biliyorlardı.

Beni kimse ayağının üzerinde taşımadı üşümeyeyim diye.Kendine yiyecek bulmaya giden macera da buldu ve geri gelmedi. Kalakaldım ben buzların üstünde.Üşüdüm de üşüdüm.

Hayatımın ilk üşümesini Çamlıca Kız Lisesinde yaşadım. 1956 yılında,ben 11 yaşımda iken 20 yıldır evli olan annem ve babam ayrıldılar. Boşanma haberi hayatımın ortasına bomba gibi düştü.Ben tek çocuğum. Amcalarım var. Onların çocukları var.Dayılarım var. Yengelerim var çok çok.Boşanma haberi hayatımın ortasına bomba gibi düştü.Ailede büyüklerin bunu durduracağını ve annemle yaşayacağımı düşünüyordum.Ama olamadı. Aile tüm çabalara karşın başaramadı ve annemle babam ayrıldılar.Ben annemle yaşayamadım.Babam asker ve Kars’ın Kızılçakçak ilçesinde tabur kumandanıydı o zaman. Annem aşk kadını. Babamın da tanıdığı olan,babam yokken bizi göz kulak olsun diye emanet ettiği,mahalleden bir adamla evleneceğini söylüyor annem ve bana iyi bakamayacağını ileri sürüyor. Nasıl kızgınım,nasıl öfkeliyim ve de nasıl kinleniyorum.İçim düğümleniyor.İşte içimin ilk düğümlenmesiydi o. Sonra da düğüm düğüm oldum çok kereler. Ama şimdi yaşadığım ve acı çektiğim her ana teşekkür ediyorum. Ben oldum.