Eylül ayında başlayan okullar bugünlerde yarı yıl tatiline girdiler veya girecekler.Tatil,diğer bir deyişle dinlence..Çocuklarımız dinlenecekler. Öğretmenlere,annelere,babalara ve bu tatil işine karışmaya niyetli olan kişilere rağmen dinlenecekler.Nasıl olacak bakalım bu tatil işi. Yazacaklarımı çocuklarınız için sakıncalı bulursanız dergiyi onlardan saklamanızı öneriyorum,elimden gelen bu.

Okula gitmemek ne demektir?Okullu çocuklar için olağanüstü bir durumdur. Daha doğrusu olağanüstü hoş bir durumdur. Tatil demek, sabahları erken kalkılmayacak,kahvaltı için telaşlanılmayacak demektir. Süt daha sakin içilebilir,ekmek ve yumurta ağızlara tıkıştırılmayabilir. Giyinmek konusunda da aynı şekilde sakin davranılacak demektir. Üstelik de ne isterlerse onu giyebilecekler. Her sabah okullu olmanın dayattığı giysileri giymeyecekler.Bu arada TV da var tabii. TV da çizgi filmler var. Okula gittikleri zaman izleyemedikleri ve akıllarının kaldığı filmler.Film deyince, izlemek istedikleri koca sinemalardaki filmleri de unutmayalım. Tatil nedeni ile çocuklar için gelmiş olan onlara göre filmler. Peki, çocuk oyunlarına gitmesinler mi?Gitsinler onlara da.Demek ki tiyatrolar da var sırada.DERSLER NE OLACAK? ÖDEVLER NE OLACAK? Bu iki soruya ben de bir soru ile karşılık vereyim:Verilen zaman tatil için mi,ders için mi?

Gazetelerde bugünlerde yoğun olarak velilere yönelik yazılar çıkacak:”Çocuklarınızın zayıf dersleri için kızmayın,onlara anlayışlı davranın” diyen öneriler.Öğretmenlere yönelik yazılar da olacak.”Lütfen ders vermeyin,onlara zaman tanıyın” diye. Bu yazılar ben kendimi bildim bileli çıkar ve her yıl aynı şeyler yazılır. Ama bu büyükler neden hiç öğrenmezler de her yıl aynı öğütleri tekrar ettirirler acaba. Ben,bu nedenle,çocuklarla konuşmaya kararlıyım. Derdimi onlara anlatacağım.

Çocuklar,hiç geçmeyecekmiş gibi gelen okul dolu günler geçti ve özlenen ilk yarı yıl tatiline kavuştunuz. Son günlerde hep gökyüzünden yağacak olan kar tatilini beklediniz ama olmadı. Bu yıl havalar sizden yana değil diye düşünmeyin

,daha önümüz kış.Tatil havadan da yağacak. Ama şimdi içinde olduğunuz tatil durumunu birlikte değerlendirelim.Öncelikle tatil veya dinlenceden, başıboş olmayı değil, ama, okul zamanında yapmak isteyip de yapamadıklarınız demek olduğu, konusunda anlaşalım.Eğer karneniz iyi ise söylenecek laf yok, tadını çıkarın. Karnenizde iyi olmayan dersleriniz varsa,durup düşünün bakalım. Nedeni ne olabilir acaba?Dersi derslerde dinlemediniz mi,ödevlerinizi eksik mi yaptınız, başarısız olacağınızı bildiğiniz halde çözüm bulmak için bunu anne veya babanızla paylaşmadınız mı veya benim aklıma gelmeyen bir başka neden mi var? Olsun, ama şimdi hemen yapılacak bir iş var: Karnenizi elinize alın ve başarısızlığınızın nedenini anne veya babanızla paylaşın ve yardım isteyin. Unutmayın ki onlar size yardım etmek istiyorlar ama bu yardımı nasıl yapacaklarını sizin kadar iyi bilemiyorlar. Zira eksiğinizi sizden daha iyi kimse bilemez.Belki daha çok kitap okumanız, daha çok tekrar yapmanız veya yardım almanız gerekiyor. Hemen başlayın. Kaybedilecek zaman yok. “Tatil ne olacak” diye vızıldamayın.Başınıza gelenler zaten zamanı iyi kullanmadığımız ve paylaşmadığınız için oldu. Bundan sonra yazacaklarım karnesi iyi olanlarla,pek iyi olmayanları da ilgilendiriyor. Çocuklar, zamanı iyi kullanırsanız, hem tatil olmasına rağmen sizlere verilen ödevleri yapabilir hem de eğlenebilirsiniz. Hazırsak başlıyoruz:

*Okula giderken kalktığınız saatten bir saat daha geç kalkın.

*Elinizi yüzünüzü yıkayıp,giyinin ve kahvaltıya oturun. Sakın giyinmeden kahvaltıya oturmayın.Artık büyüdünüz. Bireysiniz.Bebek gibi dolaşmayın ortalıkta.

*Kahvaltıdan sonra TV izlemek istiyorsanız sadece yarım saatiniz var bunun için.

*Yarım saat TV izledikten sonra hadi bakalım ders çalışmaya.Tatil dedikse bal yapmaz arı gibi dolaşacaksınız demedik. Karneler iyi de olsa her gün çalışmak gerekiyor.Birinci yarı yılda öğrenilenleri unutmamak lazım. Tekrar edin. Eğer tekrar etmeyecek kadar kendinize güveniyorsanız bir saatinizi kitap okumaya ayırın.

*Ödevler veya kitap okumak bitti.Şimdi zamanınızı sinema veya arkadaş ziyareti veya tasarladığınız farklı bir eğlence için kullanabilirsiniz.

*Yemek de dahil olmak üzere akşam saat 18.00 e kadar serbestsiniz. 18.00 ve 19.00 arasında gene odaya kapanma zamanı. Hemen “Bu da ne” diye coşmayın. Gene ders çalışma veya ödev yapma veya kitap okuma zamanı. Bu saat dilimi, sizi o sırada evde yaşanan akşam telaşının da dışında tutar. Yani ayak altında dolaşıp azar da işitmezsiniz.

*Yemekler hazır olunca da sofrayı gene babanızla birlikte kurabilirsiniz.

*Akşam yemeğinden sonra ailenizle vakit geçirmeli ve mısır patlatmalısınız.

*Saat 22.30 yatma saati. Kızmak yok. Yatılacak. Gece yarılarına kadar oturmak sizin ertesi günkü performansınızı etkiler.Eğer çok geç yatarsanız,vaktinde kalkamazsınız,programlı bir gün geçiremezsiniz. Bu da evde çelişkilere neden olur.

*Uykunuzun gelmemesinden şikayet ediyorsanız,kitap okumaya çalışın veya ertesi günü biraz daha yorulun bakalım..

*Son söyleyeceğim ise,gece yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız ve ertesi gün ne yapacağınızı planlamanız.

Ertesi günlerde de günlük programınız, aktiviteler hariç aynı zaman dilimleri içinde geçecektir umarım.Bu programa başlamadan, anne ve babanızla da paylaşmanızı tavsiye ederim. Belki onların da size iyi gelecek olan önerileri olacaktır. Üstelik beraber yapılmış olan programlar her zaman çok iyi sonuçlar verir. Gün içinde sakın ”Şimdi boş kaldım,ne olacak” diye düşünmeyin.Boş zaman yoktur.Sadece iyi kullanılmamış zaman vardır.Babanızla mutfağa girip salata yapın, annenizle yürüyüşe çıkın,arkadaşlarınızla sinemaya gidin,günlük tutun, bebeklik fotoğraflarınıza bakın ve şimdi ne kocaman olduğunuzu fark edin,koleksiyon yapın,kitaplarınızı gözden geçirin,dolabınızı siz yerleştirin,kullanmadığınız eşyalarınızı başka çocuklarla paylaşmak için ayırın,satranç öğrenin,hikaye,masal yazın.Gördünüz mü tatilde yapacak ne çok iş var,iyi ki tatildesiniz.

YAŞASIN TATİL!