”Kaynayan su patatesi yumuşatırken, yumurtayı sertleştirir.Yani asıl mesele ne olduğunuzdur, koşullar değil.” özdeyişi ile bitirmişim son yazımı. Kim demiş bilmiyorum ama çok beğendim bunu. Şimdilerde bir söz daha var “Testide ne varsa ağızdan o çıkar.” Nasıl, güzel değil mi? Birisi size kötü kötü şeyler mi söylüyor

, hiç aynı şekilde yanıtlamaya gerek yok. Onun testi olduğunu düşünün yeter.

Eğitimlerde, yöneticilerin çalışanlara nasıl bağırıp hakaret ettiklerini anlatır ve çok yakınırdı insanlar. Ben o sırada bu testi lafını bilmiyordum. Ama şunu öneriyordum:” Onlara acıyarak bakın. Size bağıranlar başka türlü iletişim kuramayan zavallılar.Ezikler aslında. Kim bilir hangi komplekslerini ört bas etmek için bağırıyorlar.Yazık onlara, diye düşünün.”  İnsanlar, öfkeli ve bağıran insanlar karşısında bu şekilde düşündükleri zaman, yüzlerine de yansır bu. Karşısındakine acıyarak bakar ve bu da onu rahatlatırken, bağıran da apışıp kalır zaten.

Nerden aklıma geldi öfke ve kötü söz. Herkes bir diğerine üstten bakıp bağırdığı için ruhum daralıyor. Magazin haberinde yeni doğan bebeğine,”Ses” adını koymuş baba ve anne. Yeni doğana sağlık ve mutluluk dilemek yerine çocuğun adına bir sürü uyuz laf etmenin anlamı nedir? Çocuk onun ne isterse o adı koyar. Beğenmiyorsan takip  etme, beğenmiyorsan sus. Sana ne? Ramazan ayı için hayırlı ramazanlar dileyen birine, gene kötü söz söylemek ve “din senin neyine” demek, ne demek? Hele bu din için fetva verenlere iyice kızıyorum. Nedeni de çok basit. Ramazan ayı arınma ayıdır. Ramazan sadece aç kalmak demek değildir. Kötü söz söylememek, yalan söylememek, hak yememektir. Din hiç kimsenin tekelinde değildir.

Eskiden böyle terbiyesizlik yoktu.Herkesin herkese saygısı vardı. Herkes üstüne vazife olmayan işlere karışmazdı. İnsanların özel hayatları vardı. Saygı vardı. Şimdi internette onu bunu yazıp, önüne gelene hakaret edenler yüzleri görülmediği için kendilerini görünmez zannediyorlar. Görünmez olunca da edepsizlik etmeyi kendilerinde hak olarak görüyorlar.

Tanıdığı ve tanımadığı herkese ayar vermeye, beğenmediği insanları ihbar edenlere Gülse Birsel’in deyişi ile iki çift lafım var: KİMSİNİZ SEN?