Şimdiiiii. İnsanların motivasyonları ne zaman düşer?

Motivasyon nedir,önce tanımda anlaşalım.Motivasyon,bana göre iş yapma güdüsüdür.İnsanlar işlerini sevdikleri için güdülenir ve yaparlar.Vazifeleri olduğunu düşündükleri,sadece ve sadece yapmaları gerektiği için bir iş yapıyorlarsa zaten o işten hayır da gelmez. Orada motivasyondan söz de edilemez.

Ben şu veya bu işler için değil,yıllardır içinde içinde olduğum iş için ahkam kesebilirim.Nedir bu iş derseniz,okul öncesi eğitimde eğitici olmak.Okul öncesi eğitimde eğitici olmak için,azcık yetenekli,azcık yaratıcı,azcık araştıran,azcık merak eden,azcık öğretmeyi seven,çokca da insan ve çocuksever olmak gerekir.

Bizlerin yüzleri gülmeye şartlanmıştır.Hatta o kadar ki en ufak bir mutsuzluğumuz grubumuza yansır.Çocuklar hemen anlarlar.Onların duyguları biz büyükler  tarafından henüz örselenmediği için saftırlar ve koşulsuz sevip koşulsuz güvenirler bize.O nedenle de eğer gözümüzde ve dudaklarımızda gülümseme yoksa mutsuz olurlar.

Bizlerin de iş yapma ve işi sevme güdüsü zaman zaman örselenebilir mi? Neden olmasın,bizler de insanız.Bütün çabalarımıza rağmen iş yerinde geçirdiğimiz uzun zaman,iş yerinde geçirdiğimiz seneler bizlerde de iş yorgunluğu yaratabilir.O zaman durup bir an düşünmeliyiz; “Ne oldu bana ve neden etkilendim?” sorularının yanıtları sanırım sorunun çözümüne yardımcı olacaktır..

İşimiz sadece çocuk değil.Görünen kısmı çocuk.Ama biz anne ve babaları da verdiğimiz eğitimlerle bilgilendirdiğimiz için,yetişkin eğitimi de yapıyoruz.Şimdiki yetişkinler,eski yetişkinlere hiç mi hiç benzemiyorlar ama olsun,biz işimizi yapacağız.Öğreteceğiz.Yeni yetişkinler google çocukları.İnternete dokundukları zaman kendilerini alim zannediyorlar.Klişeleri öğrenerek,kitap okuduklarını daha doğrusu öğrendiklerini zannediyorlar. Oysa bilgi her yerde var. Bilgiyi almak,ulaşmak kolay da özümsemek zor.Şimdiki yetişkinler,internetin başında oturup seviyor,nefret ediyor veya “like “ediyorlar.Sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiğini,çocuklarının yetişkin olması için neler yapılmalıdırı,beslenmelerinin nasıl doğru olabileceğini anne ve babalara öğrettiğimiz kadar öğretmen olacağız. Biz işimizi herşeye rağmen yapacağız. Öğreteceğiz.

Arada sırada ortaya dökülen kendini bilmez yetişkinlerle uğraşmak bizim motivasyonumuzu düşürecekse hemen evlerimize ve hatta yataklarımıza dönmeliyiz.Dikkat isterim,yataklarımıza dedim,sadece ev yetmez yani.Zira hep yatarsak başımıza bir iş gelmez.Bu iş yerinde veya başka bir  yerde olsun,risk her zaman vardır. Limandan hiç çıkmayan gemi dalgaya hiç yakalanmaz.

Çalışanlar salt iş yerinden değil,çevreden,ülkenin durumundan da etkilenirler.Her sabah şehit haberleri almak,hep öfke,hep şiddet,hep küfürlü ve saldırgan konuşmalar,eğitim sisteminin sürekli değişmesi,sınavlarda çekilen kopyalar,eğitime değil de sakala göre yapılan atamalar,liyakatsiz insanların yönetim kademelerinde olmaları,yapılan kötülüğün,kötünün yanına kar kalması bizi yorar. Yorabilir demiyorum, yorar.Buna karşı alınacak tedbir ise kendimiz işe vermek ve bu kabusun son bulacağını bilmektir.En karanlık zamanlar şafak sökmeden önceki zamanlardır.

Şimdiiii…..İnsanlar motivasyonlarını ne zaman tekrar kazanır ve arttırabilirler?

Gelecek günlerin aydınlık olacağına inanarak,iş yerlerinde yapacakları projelerle değişim yaratarak,değişen şartlara nasıl daha rahat uyum sağlayacaklarını araştırarak ve bularak ve umut ederek yeniden işimize,çocuklarımıza ve çocukluğumuza dört elle sarılarak bu sarmaldan çıkabiliriz.

Gülmek herkese yakışır.