Uzun zamandır yazamadım.Kafamın içinde yazıyorum ve siliyorum.Nedense makinanın başına oturmadım. Oturmak istemedim.İçimden öyle gelmedi. 2015 yazı bana dar geldi.

Oğlumun evliliği bana yeni deneyler yaşattı.Can ayrı bir evde yaşıyordu ama artık apayrı bir hayatı oldu. Sıkıntısını,derdini,sevincini,yaşadıklarını paylaşacağı benden çok daha yakın biri var hayatında. Biz cik cik,sıkı fıkı ana oğul değildik. Herkesin kendi hayatı vardı ama gene de durum farklıydı. Ayrıca yeni bir aileye girdi. Yeni aile ile onun ilişkileri ve benimkiler farklı olacaktı doğal olarak. Kendimi nasıl ifade edebileceğimi bilemedim ve daraldım.

Apatmanda yöneticiydim. 28 senelik kapıcıyı işten atıp,yenisini aldım. İyi halt ettim. Gidenin verdiği zararlara,yeninin acemiliği eklenince ben delirdim. Apartmanda yönetici olmak  belediye başkanı  olmak gibi bir durum. Muhtarlık falan değil. Zira tam 90 daire. Sürekli olarak bir yerler patladı. Ağzımla kuş tutsam gene de kuş ıslak. Telefonum hep sorun için çaldı. Sorun çözmek iyi hoş da herşeyin fazlası gibi bu da fazla geldi. Üstelik de yeni kapıcı beni annesi zannediyordu  sanırım,zira başı sıkıldıkca kapımı ve telefonumu çaldı. Çaldırırken de hiç saat kavramının olmaması iyice beter etti durumu. Daraldım.

Olmadık zamanlarda olmadık sorunlar oldu. Endişe hali başladı bende. Kapı veya telefon çalınca elim ayağım karışmaya başladı. Dedim ki ben panik atak oldum. Şimdi bunu tespit ettikten sonra,arkadaşlarıma dedim ki,ben panik atak oldum. Kızlarda bir kahkaha. Kendilerini yerden yere atıyorlar. Sanki ben onlara panik atak değil de piyango çıktı diyorum. Daraldım.

Baktım derdimi anlatamıyorum, kimse bana hiç mi hiç inanmıyor,bir çözüm bulayım dedim. Delirsem bunlar gene kikirdeyecekler.Yukarıda sıraladıklarımdan o zamana kadar haberim yoktu. Daralıyorum ama neden daraldığımı bilmiyorum. Oturdum

,beni rahatsız eden durumları  alt alta bir kağıda sıraladım. Kağıda yazınca gözüm gördü.Sonra da harekete geçtim. Özne kim ise onunla konuştum. Rahatsız olduğum durumları ve çözümü ve isteklerimi sıraladım.  Yöneticilikten ayrılarak,beni aramayanlara onlara kızdığımı  bildirerek, kimden ne talep ediyorsam açıkca söyleyerek,kapıcıya onun annesi olmadığımı anlatarak rahatladım. Ben söyledim.Onlar düşünsün.Bu arada,kendimi de terbiye etmeye başladım. Daha az dert etmeye karar verdim. Yaptım. Meditasyon da yaparak sakinleştim.

Bütün bunlar olurken,ben eve de  kızıyorum ya,evi de değiştirmeye karar verdim. Flört beye dedim ki,bana yeni bir semt ve ev bul. Peki dedi. Beni arabaya bindirdi ve İstanbulu dolandırdı. Hiç bir şey beğenmedim. Evden gidelim diyorum, peki  diyor. Bu evde oturalım diyorum, peki diyor.İşten ayrılayım diyorum,peki diyor.Zaten deliyim ya iyice delirdim.Neden herşeye evet diyorsun diye bir sardırdım. Peki ben Konyaya gidiyorum, dedi ve işe kaçtı.

Bu arada,ben bu dangalaklıklarımla uğraşırken eve hırsız da girmez mi? İşte bu da tüy dikti zaten.

Sonuç olarak bana dar gelen zihnim ve ruhum yeniden fabrika ayarlarına döndü.