İçerdeki çocukla, ilk defa Tunç Başaran’ın yönettiği “ Uçurtmayı Vurmasınlar” filminde karşılaştım.1984 yılıydı.Seneler sonra 1997 de bu kez Roberto Benigni’nin yönettiği ve oynadığı ”Life is Beautiul” filminde gene içerde bir çocuk vardı.Biri bizim içerdeki çocuktu,diğeri ise faşistlerin eline düşmüş olan ve bir ölüm kampında yaşayan çocuktu.Çocukların ortak bir yanları vardı ki o da bence gülmeye hazır olmalarıydı.İçerde yaşanan tüm acıların farkındaydılar ama kendilerini bir umuda veya bir hayale bağlamaya da o kadar hazırdılar.

İçerdeki çocuk sadece içerde kalakalan bir çocuk değil.Dertli bir çocuk o.Annesi neden o dört duvarın arasında,kendisi neden o dört duvarın arasında,kim yapıyor bunları,neden onlara böyle kötü şeyler yapıyorlar,kötü değilse yapılanlar neden evlerine gidemiyorlar?Soruların sonu gelmez ama verilen cevap hep “sabredelim,bitecek.”tir.Oysa çocuklar sabretmeyi bilmezler.Onlara somut,elle tutulur,gözle görünür nedenler sıralanmalı ve “bakalım” denmemeli.İçerdeki çocuk hiçbir şey için söz verilemeyen,soruları hep geçiştirilen çocuktur.

Anne, içerde olduğu için yüreği kanarken o kanayan yüreğinin içine çocuğunu da sokuşturuyor.Canının parçasını dışarda bıraksa aklının çoğu da dışarda kalacak ve aklı başından gidecek,içerde yanına alsa mahrumiyet ve çaresizlik de ayrı bir sorun.Ama her anne gene de çocuğunu yanına almayı tercih ediyor,hiç olmazsa canı ciğeri,burnunun dibinde.

İçerde 0-6 yaş arasında olan çocukların beslenmeleri nasıl olabilir?Çok mu sağlıklı?Çok mu çeşitli?Protein açısından çok mu dengeli?Şaka gibi sordum soruları,hangi beslenmeden söz ediyoruz.Sabah akşam sade suya etsiz sebze ve suyuna ekmek papara.Çocuklar içerde yeterli beslenmiyorlar.Bu konuda söylenecek söz yok.

İçerde 0-6 yaş arasındaki çocukların oyunları nasıl olabilir?Binbirtane oyuncak arasından hangisini seçeceğini bilemiyorlar mı acaba?Oyun ciddi bir iştir.Çocuklar oyunları ile gelişir ve hayal kurar ve geleceği planlarlar.Çocuklar oyunları ile hangi meslekleri seçeceklerinin ipuçlarını verirler.Yetenekleri oyunları ile ortaya çıkar.Çocuklar hep açık kalan ışıkları,yapılan sayımları,itiş kakışları oyun zannederek büyüyorlar içerde.Çocuklar kapalı kapıların ardında yeterli oyuncaklarla oynayarak,kendilerini geliştirebiliyorlar mı?Bu konuda söylenecek söz yok.

İçerde 0-6 yaş arasındaki çocukların arkadaşları olabilir mi?Hangi sosyal ortamda,kendilerini ifade edebilecekler,arkadaşları varsa bile nasıl oyunlar kuracaklar?

İçerde 0-6 yaş arasındaki çocukların rol modelleri kim?Anne ve annenin içerdeki arkadaşları mı?Hangi sakin ortamda çözülen sorunlara şahit oluyorlar?Duydukları hikayeler, yaşanan ve yaşatılan şiddet ve zaman zaman da anne ve arkadaşları arasında yaşanan gerilim ve şiddet.Bu çocuk neyi öğreniyor?Büyüyünce kendisi hakkındaki hayali ne olabilir acaba?

Uçan kuştan,yüzen balıktan,açan çiçekten, vızıldayan arıdan,gökyüzünden ve yıldızlardan yoksun bir hayatın içinde hangi gerçekle büyüsün çocuk?

Çocuklara bir dünya vermek çok da zor değil.İçerdeki çocuklar da dışardaki çocuklar kadar gülmeye ve mutlu olmaya hazırlar.Mutluluk için onlara en yakınları yani anneleri yardımcı olacak.Annelerin eğitimi ve çocukları konusundaki bilgi ve bilinçlerinin yükseltilmesi çocuklara destek olacak.Çocukları konusunda yardım almaya hazır olmayan anne yoktur.

Duvarları yıkıp anne ve çocukları dışarıya çıkaramıyorsak,dışarının hayallerini,gerçekliğini,müziğini ve güzelliklerini içeriye taşımaya çalışalım.

Güvem Pınar Türe