Bir veli olarak ben kimim? Nasıl biriyim? Benim değerlerim nedir? Kendimi nasıl algılıyorum? Davranışlarım nasıl?

Yaşamın koşturmacası sırasında sanırım hiç ama hiç ilgilenmiyoruz kendimizle.Bunun için de kısaca “vakit yok” deyip kesip atıyoruz. Neye vaktimiz var o zaman? Sabah kalktığınız zamandan itibaren yatana kadar geçirdiğiniz sürece göz atın. Ne kadar saçma işlerle uğraşmış olduğunuzu göreceksiniz. Olmasa da olurların peşinden koşarken kendimizi gözden kaçırıyoruz.

Kendimi nasıl biri olarak görüyorum ki? Akıllı

,ukala,güzel,çirkin,hırçın….Kendime,içime bakarken ne denli samimiyim?

Çocuğumuz öfkelenince şaşırıyoruz.”Nereden öğrendi bunu?” Peki biz öfkemizi kontrol edebiliyor muyuz?Evde en çok bağıran,asabi olan,kızıp küsen kim?Siz veya eşiniz,hiç fark etmez. Çocuklar ilk önce aileden öğreniyorlar.Kendimiz kontrol edemeyip,çocuğumuzu kontrol etmek istiyoruz.Kendimizin farkına varamadığımız için çocuğumuzun da farkına varamıyoruz.

Çocuğum derslerine çalışmıyor,okumaya merakı mı yok?”Hemen kendinize bakın. Geceleri televizyon izlemek yerine kaç kere kitap,dergi,gazete okurken görüldünüz?Evde kitaplar orta yerlerde,ulaşılabilir şekilde duruyor mu? Çocuğunuzun odasına en güzel yatağı aldınız,en süslü eşyaları koydunuz,kitapları için de bir köşe yaptınız değil mi? Üstelik henüz o bebekken bile her gece ona ninni söylediniz ve kitap okudunuz değil mi?Eğer bu saydıklarım eksik kaldıysa,çocuğun okuma merakı neden olsun ki?Bizden öğrendiklerine göre öğretememişiz demek ki. “OKU” demekle okunmuyor. Örnekleri çoğaltmak gerek.

Kişisel analizler yaparken,ailenizin sizi nerelerde yönlendirdiğini ve nasıl yönlendirdiğini bulabilirsiniz.Buna göre siz de çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz.

Eleştirilere karşı hangi savunma mekanizmalarını kullandığınıza hiç dikkat ettiniz mi? Biliyorsunuz,en haksız olanlar sesi en çok çıkanlar ve de başkalarını en çok suçlayanlardır.Peki sizin eleştirilere karşı tavrınız nasıl acaba?Çocuklarımıza sürekli olarak,” onu öyle yapma” “kutunun kapağı öyle kapanmaz” “sofrada öyle oturulmaz” “şimdi düşeceksin” diyerek emirler veriyor ve de ukalalıklar yapıyoruz. Çocuk biraz büyüyünce annem ve babam her şeyi biliyor diye değil de, her şeyi bildiklerini zannediyorlar” diye düşünecektir. Bundan emin olun.

Her insanın,açık alanları,kör alanları,gizli alanları ve bilinmeyen alanları vardır. Sizin kendiniz hakkında bildiğiniz şeyleri başkaları da biliyorsa açık alandasınız demektir. Bu hem sizin hem de başkalarının hayatını kolaylaştırır.Kimseden saklayacak veya sakınılacak bir durumda değilsiniz. Şeffafsınız.Ama sizin bilip de bilmezden geldiğiniz huylarınız,başkaları tarafından biliniyorsa bu kör alanınıza girer. Kötü şeyleri,hele kendisi hakkındaysa, kimse bilmek istemez. Olağanüstü ukala olabilirsiniz ama kendinizi hiç de öyle görmez ve de sadece her şeyi bildiğinizi düşünebilirsiniz. Doğru ve çok dürüst bir özeleştiri sizi kör noktadan çıkarabilir.Sürekli olarak başkalarını eleştirip,sonra da “ama ben onun iyiliği için yapıyorum” demek kör noktalarınıza savunma mekanizmalarını buldunuz demektir.Vazgeçin.Çocuğunuzun da her davranışını eleştirmekten vazgeçin. Kendi yöntemlerini kullanmasına izin verin.

Aslında çok merhametli, sevgi dolu biri olabilirsiniz ama nedense suratınız asık dolaşarak,kimsenin sizin ne kadar yumuşak ve sevecen olduğunuzu bilmesine izin vermezsiniz. Neden? “Şımarmasınlar” diye yanıtladınızsa yazık size. Kendinizi saklamak zorunda kalmak zordur.Gizli alanlardan çıkmak gerek. Bırakın sizi, siz gibi tanısınlar.

İnsanlar kendileri hakkında her şeyi bilebilirler mi? Bazen kendileri bile şaşırırlar kendilerine.Gazetede çıkan haberde adam karısını 35 bıçak darbesi ile öldürmüştür. Komşularına sorarlar nasıl biriydi diye. Komşular genellikle katil adam için “öylesine uysaldı ki…” derler. Demek ki adam da kendisini tanıyamadı ve de olan oldu. Çevrenin ödlek diye tanımladığı biri yanan binadan içeri girerek hayat kurtarabilir.Bunlar bizlerin bilinmeyen alanlarıdır.Ancak bir felaket karşısında veya çok aşırı öfke ile ortaya çıkar.

O ki bilmiyor ama biliyor bilmediğini çocuktur, onu eğitin

O ki bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini cahildir,ondan uzak durun

O ki biliyor ama bilmiyor bildiğini uykudadır,onu uyandırın

O ki biliyor ama biliyor bildiğini o bilgedir onu izleyin.

Tüm anne ve babalar çocukları için bilge olmak zorundadırlar.Çünkü çocukları onları izliyorlar.

Kendiniz için aşağıda sıralayacağım andı lütfen arada sırada kendiniz için tekrar edin.Unutmayın siz nasıl olursanız çocuğunuz da öyle olacak.

Kimseyi kıskanmam

Sevinçleri paylaşmayı severim

Okumayı severim

Merak ederim

Bilginin paradan değerli olduğunu bilirim

Ben hiç sıkılmam

Kendimi oyalamasını bilirim

Arıların nasıl bal yaptığını bilirim

Kedileri ve köpeklerin dost olduğunu bilirim

Doğayı dinlemeyi severim

Kendi doğrularımın mutlak olmadığını bilirim

Haksız olduğum zaman özür dilerim

Basit yaşarım

İstemediğimde HAYIR

İstediğimde EVET derim

Sevince “seni seviyorum” derim

Müzik dinlemeyi,

Spor yapmayı

Kendime zaman ayırmayı severim

Kendimi severim

Kendimi sevmezsem kimsenin beni sevmeyeceğini bilirim

Kısaca ben kendimi tanırım.Kendimi tanıdığım için çocuğumu da tanırım.