“Anaokulunun amacı ,öğrenmeye ilgi uyandırmaktır” deyişi ,düşünür Froebel’in Okul öncesi eğitimin yararını belirtmek için yıllar önceki bir söyleminden alınmış. Biz de bugün Banvit Çocukevinin çatısı altında başka bir şey yapmıyoruz. Öğrenmeyi öğretmenin gayreti içindeyiz..

Okulöncesi eğitim anne ve babanın alternatifi değil,destekcisidir. Anne ve babadan ayı değil tam tersine ,anne ve babanın çocuğa olan yaklaşımlarını pekiştiren bir kurumdur.

Okul öncesi, dediğimiz zaman anlamamız gereken yaş dilimi 3-6 yaş arasıdır. Ancak biz çocukevimizde 0 yaşından itibaren çocuklarımızı kabul ettiğimiz için ,velilerle olan iletişimimiz çocuklarımız bebekken başlamaktadır. Çocuklarımız kreşten çıktığı tarihten itibaren de artık bebeklikten çıkarlar. Yeteneklerini geliştirmek için sınırlarını zorlarlar.Grup liderleri de onlara düz ve katı bilgiyi aktarmaz fakat deneylerle bilgiye ulaşmalarına yardımcı olurlar.

Çocukevimize 3 yaşından itibaren gelen çocuklarımız da hayatla ilk kez karşılaşmakta ve anne-baba şemsiyesi,koruculuğu olmadan çevreyle iletişim kurmaktadırlar.

Okul öncesi eğitimde çocuklar bilgiyi bulmanın yollarını öğrenirler,işbirliklerini geliştirirler.Çocuklarımız burada özgürlüğü,paylaşımı ve yaşamı içselleştirirler.

Anaokulları, çocukları ilk okula hazırlayan kuruluşlardır.. Yaygın olarak bilinmektedir ki, anaokulundan ilk okula giden çocukların okul başarısı, gitmeyenlerden daha yüksektir. Zira anaokuluna giden çocuğun kendine olan güveni onu diğerlerinden farklı kılar. Anaokuluna devam eden çocuk BİREY dir. Bu nedenle de katılımcı,paylaşımcı,saygılı,kendi değerlerini bilen,başkalarına da saygı duyan bir küçük İNSAN dır

Tüm bu değerlendirmelerden sonra ,bir çocuğun annesi ister çalışsın ister çalışmasın, her çocuğun3-6 yaş arasında Okul öncesi bir kuruma devamınında sayısız yararlar vardır. .

Anaokulunda amaç zaman geçirtmek değildir. Anne veya babanın yokluğunda çocuklar komşu teyzelerle de zaman geçirebilirler. Anaokulunda amaç, sebep-sonuç ilişkilerini kurabilen,sorgulayabilen BİREY lerin yetişmesidir.

3-6 yaş arasında çocuğun kişiliğinin belirlendiği bilgisinden hareket ederek de Okul öncesi eğitimin önemini bir kere daha vurgulamış oluruz.

Tüm çocuklarımızın Okul öncesi eğitimden yararlanacağı günlerin gelmesi. en büyük dileğimiz.

K A T I L I M C I E Ğ İ T İ M

Katılımcı eğitim nedir?Neden katılımcı eğitim? Bu iki sorunun yanıtını vermek için bir soru daha soralım. Geleneksel eğitim nedir?

Geleneksel eğitimde üç temel boyut vardır:

a)Bilgi b)Öğrenen c)Öğreten

Geleneksel eğitimde bilgi çok önemlidir. Bilgiye sahip olan herşeyi kontrol edebilir. Bilginin sahibi otorite ve gücün de sahibidir. Bilginin sahibi bu bilgileri aktarırken mutlak doğruları aktardığını düşünür. Bu nedenle geleneksel eğitimde tartışma,soru sorma, konuşma özgürlüğü yoktur. Çocuk verileni alır. Pasiftir. Çocuğun bilgileri ve de birikimleri yok sayılır.

Çocuğu merkez alan

,birlikte ve aktif öğrenmeye dayalı,kendi seçeneklerini içinde barındıran,sorgulayan,düşündüren,çocuğun aile ve çevresi ile sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlayan eğitim sistemi de katılımcı eğitimdir.

Katılımcı eğitimde çocuklar bireydir. Otorite ilişkisi yoktur. Çocuğun çevreye duyarlı,yaşadığı kente saygılı olmasını sağlar. Cinsiyet ve her tür farklılıklara olumlu yaklaşımı benimser. Çocuğun psikomotor,zihinsel,dil ve sosyal gelişimi için programlar hazırlar. Aile ile iş birliği yaparak eğitimin bir süreç olduğuna inanır.

Katılımcı eğitimde grup liderleri ve tabii ki aileler de çocuklardan öğrenirler. Katılımcı eğitimin uygulandığı okul öncesi kurumlarda aile-veli ve çocuk birbirlerinin destekleyicisidirler.

Katılımcı eğitimde her zaman ve her yerde eğitim vardır. Öğrenme, yaşamın bir parçasıdır. Bunun için günlük,haftalık ve yıllık programlar yapılarak yaratıcılığın gelişmesi sağlanır. Çocuklar asla başıboş kalmazlar. Eğitimciler kendilerini sorgular ve yenilerler. Yaratıcı etkinlikler ön plana çıkar.

Yaratıcı etkinlikler çocukların hayal gücünü geliştirdiği gibi ,etkinliklerde kullanılan materyal de çevreye olan duyarlılığı bilinç haline getirir.

Fiziksel ortam çocuklarla birlikte düzenlenir.

Ailelerin Anaokuluna daha sık gelmeleri istenerek, yuvadaki eğitimin bir parçası olmaları sağlanır.

Birlikte yapılan geziler ve ev ziyaretleri de eğitimin sürekliliğinin bir parçasıdır.

Katılımcı eğitimin başarılı bir şekilde uygulanması için ailelere ve eğitimcilere çok iş düşmekte. Çocuktan öğrenmek zannedildiği kadar kolay değil. Zira ÇOCUKLAR ÇOK BİLİYORLAR